1 / 12

(ses düğmesini açabilirsiniz)

Tek Ağaç Tepesi (One Tree Hill). (ses düğmesini açabilirsiniz). Demek U2’nun konseri var; “One Tree Hill”i de söyleyecekler mi?. Bir dairenin çemberinde, en uzakta sandığınız nokta, aslında size en yakın noktadır. Uzaklardaki bir noktadan, uzak bir konuyu;

kami
Download Presentation

(ses düğmesini açabilirsiniz)

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Tek Ağaç Tepesi (One Tree Hill) (ses düğmesini açabilirsiniz)

  2. Demek U2’nun konseri var; “One Tree Hill”i de söyleyecekler mi?

  3. Bir dairenin çemberinde, en uzakta sandığınız nokta, aslında size en yakın noktadır. Uzaklardaki bir noktadan, uzak bir konuyu; Yeni Zelanda’dan bir ağaç öyküsünü anlatmak istiyorum. Yan yana olmak, yalnız olmamak anlamına gelmez; ama bazı insanların yanları da, uzakları da boştur, yapayalnızdırlar bazı ağaçlar gibi... diye başlayıp, Kuzey Afrika - Büyük Sahra Çölü’nde, “Çöllerin Çölü” olan bilinen “Ténéré” bölgesindeki Ténéré Ağacı’nı (L’Arbre du Ténéré’yi) anlatmıştım “Düş Hekimi – 6” kitabımda. Yani, kendisine en yakın ağacın tam 400 kilometre çaplı bir dairenin dışında kaldığı, “Çölün Mavi Adamları” göçebe Touareg’lerin kutsal saydığı, çölün ortasında kervanlar için bir deniz feneri gibi duran, kökleri 30 metre derinliklere ulaşan, kim bilir kaç asırlık akasyayı – 1973 yılında sarhoş bir kamyon sürücüsünün, koca çöldeki tek ağaca çarparak dibinden kırdığı, gövdesinin Nijer Ulusal Müzesi’ne konduğu, daha sonra da yerine “Yeni Ténéré Ağacı” adıyla abuk bir metal ağaç dikildiği “Dünyanın En Yalnız Ağacı”nın buruk öyküsünü yazmıştım: (http://www.ergir.com/yalniz_agac.htm)

  4. Ardından da“Yalnız Ağaç Tefrikası” boyunca, “bizim” Yalnız Ağacımız”ı, yani Beypazarı Yolu - Gelin Kayası’ndaki, ağaç yetişemeyecek topraklardaki mucizeyi, “Yalnız Menengiç”imizi anlatmıştım: (http://www.ergir.com/yalniz_agac_tefrika.htm) Ama; “Yalnız Ağaç Tefrikası”nın “7.”, yani “Bir Tatil Daha Var...” bölümünde, otobüste Polis Osman’ın bana söylediği: “Öldüğümde bu ağacın dibine gömülmek istiyorum...”sözlerinden ise nedense (belki ben de o ağacın dibine gömülmek istediğimden) hiç bahsetmemiştim. Okuyucum Mustafa Önol’un: “Ankara’nın ağaçlarının denetimsizlikten nasıl reklam panolarına dönüştüğü” yakınmasını okuduğumda karar vermiştim: şimdi de en uzak noktadaki, Yeni Zelanda – Auckland’deki “Tek Ağaç Tepesi”nin, yani “One Tree Hill”in öyküsünü de mutlaka paylaşmalıydım.

  5. TEK AĞAÇ TEPESİ (One Tree Hill) Yeni Zelanda, Okyanusya’da - yani bize on binlerce ışık yılı uzaktaymış gibi bir diyarda, bir ada ülkesidir. Önceleri Büyük Okyanus’un yanardağ adalarından olan Polinezya’dan, 14. Yüzyıl’da gelmiş Maori kabilelerinin yaşadığı, keşfedilmemiş bir ülkeyken - 1642’de Hollandalı Abel Tasman’ın, 1769 ve 1779’da da İngiliz Kaptan James Cook’un keşifleriyle, “Beyaz Adam” ve vahşi iştahı ile tanışmış “Yeni Deniz Ülkesi”ne Avrupalı göçü başlamıştır. 1600’lü Maori yıllarında, Te Wai-o-Hua Kabilesi oldukça geniş bir alanı görebilen volkanik “Maungakiekie” tepesinde yaşamaktadır. Kabile şefinin bir oğlu olduğunda, onun göbek bağı ile Pohutukawa (Metrosideros excelsa) ağacının tohumu ile birlikte bu ağaç bitmez tepeye gömülür. Artık göbek bağının bereketinden midir bilinmez, ama tepede kıpkırmızı çiçekler açacak ve bir tek Yeni Zelanda’da yetişebilen Pohutukawa ağacı çıkar. Mucizevi şekilde üç yüz yıla yakın, “Maungakiekie Tepesi”nden Maori’lere bakar Pohutukawa. Maungakiekie Tepesi’nin adı, 18. yüzyılın ortasında, “Auckland’in Babası” olarak bilinen Sir John Logan Campbell tarafından: “One Tree Hill” olarak değiştirilir. 1852’de sarhoş ve öfkeli bir Avrupalı kesip atar Maori’lerin kutsal Pohutukawa’sını - “Tek Ağaç Tepesi”nin yüzyılların doğa şartlarına meydan okumuş biricik ağacını. Çok üzülür bu duruma Sir Campbell ve bir grup çam ağacı diker ruhu soyulmuş çıplak tepeye. Bunlardan sadece Yeni Zelanda’yla ilgisi olmayan, Kaliforniya’ya özgü iki Monteri Çamı (Pinus radiata) tutar.

  6. Campbell, Auckland Valisi olarak öldüğünde; (tefrikamın “7.” bölümündeki “Polis Osman’ın düşü” gibi), “One Tree Hill”e, ağacının dibine gömülür. Campbell, Maorilerin yok olmakta olan bir soy olduğuna inanarak, Maori’lerin onuruna tepeye bir anıt dikilmesini de vasiyet etmiştir. 1948’den itibaren tepedeki ağacın yanında, artık Maori’lerin onuruna bir de Dikilitaş yükselecektir. Vandalizm’in asrı olabilir mi? 1960’da bir insanoğluinsan savunmasız Monteri çamlarından birisini baltayla kesip atacaktır.

  7. Burada bir parantez açalım: (U2 grubunun 1984’teki “TheUnforgettable Fire” turu kapsamında Yeni Zelanda’da kendilerine çok yardımcı olan “Maori” yerlisi GregCarroll’u da artık Bono’nun asistanı olarak ekiplerine alırlar. Bono ve Carroll çok iyi dost olurlar. Ne yazık ki 3 Temmuz 1986’da Dublin’de, Carroll yağmur altında, Bono’nun Harley Davidson motosikletini Bono’ya getirirken, Nijer’deki ağaca çarpan şoför gibi, sarhoş bir kamyon sürücüsü tarafından çarpılarak ölür. Bono’nun derin üzüntüsü Joshua Tree albümünde “One Tree Hill” şarkısında ölümsüzleşir. One Tree Hill, single olarak Yeni Zelanda’da liste başı olur. Şarkı yıllar sonra U2’nun 2006’daki “Vertigo” turunda Auckland’de yeniden seslendirilir. U2’ya ilk Grammy ödülünü kazandıran, Time Dergisi’ne ilk defa kapak olmalarını sağlayan (Bono, daha sonra 2 defa daha kapak olacaktır) Joshua Tree albümünde kullandıkları Joshua Ağacı fotoğrafı da, aslında hep gruplar halinde bulunan bu ağaç türünün, çölde yapayalnız yakaladıkları bir örneğinden başkası değildir. Türkiye’de CNBC-e’de yayınlanan Amerikan “One Tree Hill” gençlik dizisi de ismini, yazarı Mark Schwahn’ın fikir ortaya çıktığında U2’nun One Tree Hill’ini dinlemekte oluşuna borçludur). One Tree Hill şarkısında ölümsüzleşen bir diğer figür de, dünyanın bir başka ucunda, bir acı “Stadyum Konseri”nin müzik insanı Şilili folk şarkıcısı, Latin Müziği'nde “Yeni Şarkı” akımının öncülerinden Victor Jara’dır. Jara, Salvador Allende’ye karşı 11 Eylül 1973’te yapılan Augusto Pinochet Darbesi’nde tutuklanıp, Santiago’daki “Şili Stadyumu”na (Eylül 2003’ten itibaren “Victor Jara Stadyumu”) götürülmüş, ama oradaki binlerce tutukluya yanında getirebildiği gitarıyla ümit verip, hep birlikte şarkılar söyletirken elleri kırılmış; daha sonra da kurşunlanıp, cesedi Santiago varoşlarına atılmıştır. - diyelim ve parantezimizi burada kapatalım.

  8. Derken 14 Ekim 1994’te, yani “Yeni Zelanda 1835 - Bağımsızlık Deklarasyonu”nun yıldönümünde, Mike Smith önderliğindeki bir grup Maori eylemcisi, “Kolonici Beyaz Adam’ın istilasını protesto etmek” için “ithal” gördüleri Montrery Çamı’nı elektrikli testereyle kesmeye çalışır. 125 yıllık ağaç ağır yaralanır; elden gelen yapılır, ama kurtulamayacağı belli olunca 2000 senesinde tamamen kesilerek helikopterle tepeden uzaklaştırılır. “One Tree Hill” de buruk bir şekilde: “None Tree Hill”, yani “Hiç Ağaç Tepesi” adını alır. Ağacı kesip dünyaya büyük bir ders verdiğine inanan Mike Smith de, elektrikli testeresini 2007 senesinde 5000 dolardan başlayan fiyatla “eBay”de açık arttırmada satışa çıkartır.

  9. Büyük Sahra’daki Ténéré Ağacı’ndan sonra Yeni Zelanda’daki yalnız ağacın iz bırakan öyküsü de böyle. U2’nun 25 Kasım 2010’da Auckland’de, “(N)One Tree Hill”e yakın Mt. Smart Stadyumu’nda konseri var. Auckland’da hazırlıklar sürerken, çıplak “(N)One Tree Hill”e (ya da “(G)One Tree Hill”e) “zor kesilsin” diye Wellington Valisi Mark Blumsky tarafından bronz bir palmiye heykelinin dikilmesi önerilmektedir.  Belki de aynı Nijer’de, Çöllerin Çölü’ne dikilen - üzerinde spot lambalar yanıp sönen abuk “metal ağaç heykeli” gibi bir şaheser!, denizlerin denizi Okyanusya’daki volkanik bir tepeden, Beypazarı Yolu’na bakacaktır.

  10. Bizim Beypazarı Yolu - Gelin Kayası’ndaki, bizim “Maungakiekie” tepemizdeki göbek bağsız – doğal “Yalnız Ağaç”ımız, hala aslanlar gibi durmaktadır.

  11. Sarhoş bir sürücünün kamyonuyla çarpılma, elektrikli testere ile, hele hele baltayla kesilme riski hiç yoktur; çünkü önce fark edilmesi, ardından da emek emek o tepeye tırmanılabilmesi gerekmektedir. O emeği seve seve verecek ruhlar da zaten ağaç kesecek değil, her milimetrekareye ağaç dikecek insanlar olduğundan - bir düş hekimi, rüzgardaki bir toz zerresi gibi dibine gelebilecek, 125, ya da 300 sene değil – binlerce sene ağacını kucaklayabilecek, bir vasiyet olarak köklerinin kollarında, sonsuza dek uyuyabilecektir... düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com 1 eylül 2010

  12. Sarhoş bir sürücünün kamyonuyla çarpılma, elektrikli testere ile, hele hele baltayla kesilme riski hiç yoktur; çünkü önce fark edilmesi, ardından da emek emek o tepeye tırmanılabilmesi gerekmektedir. O emeği seve seve verecek ruhlar da zaten ağaç kesecek değil, her milimetrekareye ağaç dikecek insanlar olduğundan - bir düş hekimi, rüzgardaki bir toz zerresi gibi dibine gelebilecek, 125, ya da 300 sene değil – binlerce sene ağacını kucaklayabilecek, bir vasiyet olarak köklerinin kollarında, sonsuza dek uyuyabilecektir... düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com 1 eylül 2010 Taksonomi: http://www.ergir.com/2010/taksonomi.htm

More Related