1 / 39

Endokrin Sistemin Gelişimi

Endokrin Sistemin Gelişimi. Prof. Dr. Oya Ercan. Steroid hormonlar yağda çözünür. Plazmada taşıyıcı proteinlere bağlı olarak bulunur. Polipeptid hormonlar suda çözünür. Taşıyıcı proteinlere bağlı olmayarak plazmada bulunurlar.

kalei
Download Presentation

Endokrin Sistemin Gelişimi

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Endokrin Sistemin Gelişimi Prof. Dr. Oya Ercan

  2. Steroid hormonlar yağda çözünür. Plazmada taşıyıcı proteinlere bağlı olarak bulunur. • Polipeptid hormonlar suda çözünür. Taşıyıcı proteinlere bağlı olmayarak plazmada bulunurlar. • Kısa peptid veya a.a. hormonların karakteristiklerinin bazıları, önceki iki grubun karakteristikleri arasında kalan özellikler gösterir.

  3. Peptid hormonların ve katekolaminlerin bağlanma bölgeleri hücrelerin membranlarının içinde veya üzerindedir. Steroid hormonların ve tiroid hormonlarının reseptörleri hücrelerin içindedir.

  4. Reseptör anormallikleri veya yokluğu bazı patolojik durumlara yol açar: - İnsülin rezistansı - Testiküler feminizasyon (androjen duyarsızlığı) - Cüceliğe yol açan bazı durumlar - Nefrojen diabetes insipidus - Psödohiparatiroidizm

  5. Polipeptid ve katekolamin hormonlar sekretuar granüller içinde saatler – günler boyunca normal hızda sekresyonu sağlayabilecek miktarda depolanmış olarak bulunurlar.

  6. Steroid hormonlar depolanmazlar. Sekresyon hızı : sentez hızı • Steroid sentezi kolesterolle başlar.

  7. Adrenal, gonadal steroidler : Stimulan hormon spesifik reseptörle interaksiyona girer, adenilat siklaz aktive olur, cAMP artar. G proteini siklik AMP kaskadını aktive eder. G proteininde mutasyon olursa stimulan hormon reseptörle etkileşime girmeden aktivasyon gerçekleşir.

  8. G proteini alfa subunitesinde mutasyon- McCune Albright sendromu • Reseptörde mutasyon ( G proteiniyle etkileşime giren bölgenin mutasyonu) Testotoksikoz

  9. Plazma hormon düzeylerindeki değişikliğin tersi yönünde reseptör sayısı değişir(genellikle) • Hormonun plazma konsantrasyonu yüksekse reseptör sayısı azalır :”down regulation” veya desansitizasyon. Örnekler: - Obesite- fonksiyonel insülin reseptörleri azalır - GnRH analogları

  10. Ters yönde regülasyon “up regulation” Overde gelişmekte olan folikülün LH reseptörlerinin sayısı östrojen ve FSH’ın lokal konsantrasyonları artıkça artar.

  11. Bir hormonun esas fonksiyonu hedef hücrelerin metabolik aktivitesini (belli) spesifik bir yönde regüle etmektir. Endokrin gudde regüle edilen sistemlerin durumu hakkında sürekli çabuk bilgi alır : “Feedback” Geri Besleme

  12. Direkt negatif feedback Metabolit Kortizol – ACTH Tiroid hormonları – TSH

  13. İndirekt negatif ”feedback” Kortizol – CRF (CRH) Tiroid hormonları - TRH

  14. Kısa “feedback” TSH-TRH ACTH- CRH

  15. Pozitif “feedback” • Tek örnek hipofizogonadal östrojen –LH artınca , FSH artar

  16. Katyon: Ca-PTH • Metabolit: glukoz- insulin • Diğer hormonlar • Osmolalite veya ekstraselüler sıvı hacmi: vazopressin

  17. İnsuline benzer büyüme faktörleriİGF’ler(Somatomedinler) • Büyüme hormonunun büyüme üzerindeki etkilerine aracılık ederler • Plazma düzeyleri başlıca BH ile belirlenir. • Hepsinin insüline benzer etkileri vardır • Endokrin, parakrin, otokrin etkileri

  18. İGF-1 doğumda en düşük Çocukluk çağında gittikçe artar Puberteden sonra normal erişkin değerlerine düşer İGF-1’in serum düzeyi doğumdan sonra başlıca BH ile belirlenir. Beslenme durumu da çok önemlidir

  19. İGF BP’ler İGFBP3’ü arttırır • BH İGFBP1’i azaltır Yaş arttıkça İGFBP1 azalır Yaş arttıkça İGF-1 ve İGFBP3 artar

  20. İnsanlarda T3’ün çoğu tiroid dışında T4’den oluşur.T3 , T4’e göre biyolojik olarak daha aktiftir. • Folküler boşlukta 100 gün süre ile normal tiroid hormonu sekresyonunu sağlayacak miktarda tiroglobulin bulunur.

  21. Yeterince iyod içermeyen tiroglobülin’in MIT/DIT oranı yüksek olup, T4’e göre T3’ün daha fazla sentez edilmesi söz konusudur. Bu durum iyod yetersizliğine uyum sağlama mekanizmasının yansımasıdır.

  22. İnorganik iyod tiroid hücresine girdiğinde tiroid peroksidozla okside olur ve tiroglobuline bağlanır.Thionamid droglar, metimazol, propiltiourasil tiroglobulinin tiroid peroksidaz ile katalize edilen iyodinasyonunu engeller.

  23. Tiroidin otoregülasyonu İyod fazlası iyodun organifikasyonunu engeller. Buna “Wolff-Chaikoff” etkisi denir.Bu etki kısa süreli olup, hipotiroidizme yol açmaz.Bu etkiyi tiroidin iyodu yakalama yeteneğinin azaltılması takip eder.Böylece normal gudde Wolff-Chaikoff etkisinden “kaçar”.Bazı tiroid hastalıklarında ve prematüre bebeklerde bu yapılamaz ve hipotiroidizm gelişir.

  24. Bazı durumlar veya droglar T4’ün(T3’e) monodeionasyonunu azaltır. - Prematüre bebek -PEM, anorexia nervosa - Açlık - Postoperatif hastalar - Akut ve kronik ağır hastalık

  25. Fötal bölge • CYP 17 (p450c17) DHEA , DHEAS • Sulfotransferaz PlasentaPlasenta östron östriol östradiol

  26. Ara Bölge • CYP17+3 beta HSD kortizol

  27. Dışta kalıcı bölge 3 beta HSD mineralokortikoidler

  28. Fötal kortizol Kortizon (Gebeliğin ortasında) kortizon : x4-5 kortizol

  29. Kortizon:Görece aktif olmayan glukokortikoid. Fetüsün anabolik ortamını korur: Kortizol plasentanın ve fetüsün büyümesini etkileyebilir, azaltabilir.

  30. Miad yaklaştığında karaciğer ve akciğerlerde 11- ketosteroid aktivesi artar Kortizon kortizol Kortizol:Fetüsü ekstrauterin hayata alıştırmak, hazırlamak açısından önemli bir uyarandır.

More Related