1 / 27

BÜYÜME-KALKINMA VE İKTİSADİ DALGALANMALAR

BÜYÜME-KALKINMA VE İKTİSADİ DALGALANMALAR. BÖLÜM 14. BÜYÜME. Makro iktisadın önemli ilgi alanlarından birisi de büyüme konusudur.

iona
Download Presentation

BÜYÜME-KALKINMA VE İKTİSADİ DALGALANMALAR

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. BÜYÜME-KALKINMA VE İKTİSADİ DALGALANMALAR BÖLÜM 14

  2. BÜYÜME • Makro iktisadın önemli ilgi alanlarından birisi de büyüme konusudur. • Kısaca “fert başına düşen milli gelirin artması” şeklinde tanımlanan büyüme, iktisadi hayatın temel verilerinde, üretim faktörlerinde, kişi başına reel milli geliri yükseltecek şekilde görülen sürekli artışlara denir. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  3. BÜYÜMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER • Nüfus artışı: Nüfus artışı, emek arzını arttırır. Diğer taraftan mal ve hizmet talebini arttırır. Bu ise üretim artışını gerektirir. Yani nüfus artışı üretimi hem iter, hem de çeker. • Tabii kaynaklar: Bir ekonominin tabii kaynakları sınırlıdır. Fakat bu sınır pek belli değildir. Teknolojik gelişmeler yeni yeni tabii kaynakları üretim sürecine dahil ederse üretim düzeyi de artar. • Sermaye: Az gelişmiş bir ekonomide emek ve tabii kaynaklar zaten bol miktarda mevcuttur. Bu faktörleri üretim sürecine sokacak faktör sermayedir. Sermaye ne kadar büyürse büyüme de o derece hızlanır. • Teknolojik gelişme: Teknolojik gelişme, bir taraftan büyümenin göstergesi, diğer taraftan onun temel itici gücüdür. Teknolojik gelişim daha ucuz, daha kaliteli ve daha büyük miktarlarda üretebilmeyi sağlayan temel unsurdur. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  4. KLASİK BÜYÜME TEORİSİ • Klasikler kapitalizmin içsel dinamizmi ile ekonominin kendiliğinden büyüyeceğini varsaymışlardır. Bu büyüme ise belli bir durgunluk noktasına kadar devam edecektir. • Klasik teoriye göre büyüme kapital birikimindeki artış olarak görülmüştür. Bu nedenle iktisadi büyüme, ücret ve rant ödemelerinden sonra yeterli büyüklükte bir karlılığa izin veren üretim düzeyine bağlanmaktadır. • Nüfus artışları verimliliği etkileyen en önemli etkendir. Sabit tabii kaynaklar karşısında artan nüfus azalan verimler kanununu işletir. Böylece emeğin marjinal ve ortalama verimliliği düşer. • Klasikler evrensel kanunların mekanik bir işleyişle büyümeyi kendi kendine sağlayacağını fakat sonunda bir durgunluk dönemine mutlaka girileceğini söylemişlerdir. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  5. ROSTOWBÜYÜMENİN AŞAMALARI TEORİSİ • Geleneksel Toplum Aşaması: Örf ve adetlerin hakim olduğu bu aşamada üretim sınırlıdır ve daha çok tarıma dayanır. • Kalkınma ve Hazırlık Aşaması: Bu aşamada kalkınma için gerekli şartlar hazırlanmaktadır. Bu dönemde, müteşebbis sınıfı doğar, bankacılık gelişir. İç ve dış ticaretin ufukları genişler. Ekonomide tarım gerileyerek, sanayi ve hizmetler sektörü gelişmeye başlar. • Kalkınma Aşaması: Bu aşama tarihsel gelişim çizgisindeki en önemli olanıdır. Düzgün bir gelişmeye mani olan engellerin ortadan kaldırıldığı dönemdir. Teknik yenilikler artmakta, yatırımlar çoğalmakta müteşebbis sınıfı ise büyümektedir. • Olgunlaşma Aşaması: Olgunlaşma aşamasına girişle birlikte, modern teknolojinin her alana yayıldığı, uzun ve kuvvetli bir gelişme döneminin başladığı görülür. • Kitle Tüketimi Aşaması: Bu aşamada refahı arttıran tüketim malları ve hizmet üretimine ağırlık verilir. Toplum, üretimden çok tüketimle, refahla ilgilenmeye başlar. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  6. HARROD-DOMARHARROD MODELİ • Bu modelde, ekonomiler için üç tür büyüme oranı söz konusu edilmektedir. Bunlar Fiili Büyüme oranı, Tatmin Edici Büyüme oranı, ve Tabii Büyüme oranıdır. • Fiili büyüme oranı; bir ekonomide belirli bir dönem sonunda gerçekleşen büyüme oranıdır. • Tatmin edici büyüme oranı; girişimcileri kararlarında tamamiyle tatmin eden ve böylece üretimlerini artırmaya ya da azaltmaya yol açtırmadan, ekonominin düzgün bir biçimde büyüdüğünü varsayan büyüme oranıdır. • Tabii (doğal) büyüme oranı; nüfus çoğalışının ve teknik ilerlemenin izin verdiği ölçüde elde edilen büyüme oranıdır. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  7. HARROD-DOMARDOMAR MODELİ • Domar'ın teorisinde, milli gelir artışı yatırımlara veya üretim kapasitesine bağlıdır. Böylece dengeli büyüme, mevcut üretim kapasitesinin kullanılmasıyla gerçekleşecektir. • Domar'a göre yatırımlar bir yandan da gelirleri arttırır. Böylece oluşan üretim miktarı ile artan talebin birbirine eşit olması gerekir, aksi durumda dengesizlik olur. • Domar modeli de kapasite ve gelir artışının yani arz ve talebin ekonomide bir işsizliğe ve enflasyona sebep olmayacağı şartlarını ortaya koymaya çalışır. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  8. HARROD-DOMARDOMAR MODELİ • Domar, Harrod’tan farklı olarak sistemin denge koşullarını, yatırımın gelir artırıcı ve kapasite yaratıcı etkilerini denkleştirme noktasında aramaktadır • Büyümekte olan bir ekonomi yatırımların bu iki etkisini dengede tutabildiği sürece, eksik istihdamdan olduğu kadar enflasyon baskısından da kendini koruyarak, tam istihdam milli gelirini sürdürmeyi başarır. Domar'ın Büyüme Modelinin temeli bu fikirdir. • Harrod- Domar modeli bazen de beraber açıklanmakta ve aralarında büyük fark gösterilmemektedir. İkisi arasında göze çarpan en önemli fark, Harrod'un eksik istihdamdan hareket ederek tam istihdam koşullarını, Domar ise tam istihdamdan yola çıkarak bu istihdamı devam ettirebilecek faktörleri araştırmasıdır. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  9. NEO-KLASİK BÜYÜME TEORİSİ • Neo-Klasik büyüme teorisi nüfus artışına ve teknolojik gelişmeye tasarruf, yatırım ve ekonomik büyümenin nasıl bir tepki verdiğini açıklamaktadır. • Bu modelde nüfusun artış oranı ve teknolojik değişim dışsal özelliklere sahip değişkenlerdir. • Aynı zamanda Solow-Swan büyüme modeli olarak da adlandırılan Neo-Klasik büyüme modelinin en önemli özelliği tasarruf oranlarındaki artış ekonomik büyümede geçici, yani dönemsel bir etki yaratırken teknolojik gelişme ekonomik büyümede sürekliliği sağlayan temel faktör olmasıdır. Yani teknolojik gelişme ekonomik büyümenin temel kaynağı durumundadır. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  10. İÇSEL BÜYÜME TEORİSİ • Neo-Klasik büyüme modelinde teknolojik ilerleme dışsal bir olgu olduğundan, Neo-Klasik büyüme modeli iktisadi büyümenin nasıl meydana geldiğini aslında tam olarak açıklayamamaktadır. • Neo-Klasik büyüme modelinin bu önemli eksikliği, 1980’lerin sonlarında ortaya çıkan ve Romer ile Lucas’ın yaptığı ve adına içsel büyüme teorisi denilen alternatif bir yaklaşımla giderilmeye çalışılmıştır. • İçsel büyüme teorisi büyümeyi, Neo-Klasik büyüme modelinde olduğu gibi dışsal faktörlerin değil, ekonomik sistemin işleyişinin içsel bir sonucu olarak ele almaktadır. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  11. KALKINMA • Kalkınma, bir toplumun ekonomik sosyal ve siyasal açıdan belli bir hayat seviyesine ulaşması demektir. • Kalkınma daha çok az gelişmiş ülkeler için kullanılan bir kavramdır. • Daha açık bir tanımlama yaparsak; Kalkınma, kişi başına düşen milli geliri çok az olan bir ekonominin, bu gelirini devamlı ve kendi kendini idame eder bir tarzda arttırabilme süreci olarak tarif edilebilir. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  12. KALKINMA MODELLERİ • Kalkınma sürecini tamamlamış ülkelerin geçmişlerine baktığımızda çeşitli nedenlerin varlığı görülmektedir. Şöyle ki; • Bazı ülkelerin kalkınması tabii zenginliklerine sıkı sıkıya bağlıdır. • Bazı ülkelerin kalkınmasının önemli sebebi sömürgeci olmalarıdır. • Bazıları ise kalkınma uğruna halklarına büyük külfet ve fedakarlık yüklemişlerdir. • Kalkınma mücadelesinde başarıya ulaşmış ülkelerin bu süreci tamamlarken aşağıdaki modelleri uyguladıkları görülmektedir. • Spontane Gelişme (Batı Modeli) • Uyarılmış Gelişme (Japon Modeli) • Zorlanmış Gelişme (Sovyet Modeli) Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  13. BÜYÜME İLE KALKINMA ARASINDAKİ FARKLAR • Büyüme, bir ekonomide bazı sınıfların, bazı bölgelerin veya tüm ülkenin gelir artışıdır. Büyümede herkesin ve her faaliyet kesiminin gelirlerinde kesin bir artış, beklenilmemektedir. Kalkınma ise, bir ülkede herkesin belli, bir refah seviyesinden daha, yüksek bir refah seviyesine yükselmesi ve her faaliyet kesiminin dengeli bir verim artışı sağlamasıdır. • Büyüme bir miktar artışı olduğuna göre, bu miktarı daha fazla arttırabilmek için iktisadi ve sosyal yapılarda önemli değişmeler gerekmeyebilir. Kalkınmada ise iktisadi ve sosyal yapıda değişmeyi zorunlu kılar. Çünkü kalkınma yapısal bir olaydır. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  14. BÜYÜME İLE KALKINMA ARASINDAKİ FARKLAR • Büyüme kantitatif, kalkınma ise daha çok kalitatif bir değişimdir. • Büyüme daha çok endojen (iç), kalkınma ise genellikle egzojen (dış) faktörlere bağlıdır. Kalkınma büyümeyi de kapsayan daha geniş bir kavramdır. • Kalkınma daha çok makro bir olaydır. Büyüme ise hem bir bölgede, bir faaliyet alanında hem de ülke çapında olabilir. Yani büyüme hem makro hem de mikrodur. • Büyüme, iktisat teorisine, kalkınma ise daha çok iktisat politikası alanına girmektedir. Bunun içindir ki, büyüme politikası değil kalkınma politikası, Beş Yıllık Büyüme planları değil, Beş Yıllık Kalkınma Planları denilmektedir. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  15. İKTİSADİ DALGALANMALAR • Mitchell ve Burns'a göre iktisadi dalgalanmalar, kapitalist ekonomilerde genel iktisadi faaliyet düzeyinde aynı anda ortaya çıkan ve birbirini izleyen resesyon, depresyon, canlanma ve genişlemeden oluşan bir süreçtir. • Bir konjonktür döneminde canlanma (yukarı dönüş), genişleme (yukarıya çıkış), gerileme (aşağıya dönüş) ve daralma (aşağıya iniş) olmak üzere dört aşama söz konusudur. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  16. İKTİSADİ DALGALANMALAR Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  17. MODERN İKTİSADİ DALGALANMA TEORİLERİKEYNES’İN İKTİSADİ DALGALANMA TEORİSİ • Keynes’in iktisadi dalgalanma teorisinin temelini teşkil eden makro ekonomik teori efektif talep teorisidir. Efektif talep, toplam arz ile toplam talebin eşitlendiği noktadaki toplam taleptir. Beklenen arz ile beklenen talep arasında dengesizlik olması halinde tekrar dengeyi sağlayacak intibak mekanizması; klasiklerde fiyat mekanizması iken, Keynes’te miktar intibakları sağlamaktadır. Piyasaların anında ve sürekli olarak temizlenmediği durumda üretim ve istihdam düzeyi efektif talep ile belirlenir. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  18. MODERN İKTİSADİ DALGALANMA TEORİLERİKEYNES’İN İKTİSADİ DALGALANMA TEORİSİ • Keynes’e göre çok karışık bir mahiyet arz eden iktisadi dalgalanmalar üzerinde tüketim eğilimindeki, sermayenin marjinal etkinliğindeki ve likidite tercihindeki dalgalanmaların müşterek etkileri olmakla birlikte, iktisadi dalgalanmaları asıl yaratan faktör, sermayenin marjinal etkinliğindeki dalgalanmalardır. • Keynes’e göre getiri beklentilerindeki içsel değişmeler, içsel değişmelerden kaynaklanan sermayenin marjinal etkinliğinde kaymalar iktisadi dalgalanmaları meydana getirir. • Bu dalgalanmalar ekonominin doğal intibak mekanizmasının yetersizliğini gösterir. Ekonominin içsel işleyişi eksik istihdamda dengeye gelebilmekte ve ekonomiyi piyasa mekanizmasının çözemeyeceği krizlere sürükleyebilmektedir. Keynes, iktisadi dalgalanmaları, yatırımcıların iyimserlik - kötümserlik psikolojileri ile yönlendirilen yatırım talebindeki kaymalarla açıklamaktadır. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  19. MODERN İKTİSADİ DALGALANMA TEORİLERİKEYNES’İN İKTİSADİ DALGALANMA TEORİSİ • Keynes’in iktisadi dalgalanma teorisi kendi kendini yaratır. Ekonomi çöküntüden sonra uzun bir genişleme evresine geçecek fakat sonunda yine önceki daralmaya neden olan güçler tekrar görünecektir. Kârlı yatırım alanları azalmaya başlayacak ve toplam talepteki azalma biraz önce anlatıldığı gibi üretimde bir düşüşü başlatacaktır. • Özetle Keynes’in iktisadi dalgalanmalara ilişkin açıklamalarını üç noktada toplayabiliriz: • Belirsizlik içindeki müteşebbis davranışı • Sermayenin marjinal etkinliğinin objektif ve subjektif boyutları arasındaki ayrılığı yansıtan yatırım dalgalanmaları • Ekonomik yenilemenin belirleyicileri Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  20. MODERN İKTİSADİ DALGALANMA TEORİLERİYENİ KEYNESYEN TEORİ • Yeni Keynesyen modelin temel katkılarından birisi, istikrarsız toplam talebin ve toplam arzın iktisadi dalgalanmaların önemli belirleyicileri olduğunu öngörmesidir. Ücretler ve fiyatlar kısa dönemde daha az esnek olacağı varsayıldığı için, toplam talep istikrarsızlığı iktisadi dalgalanmalara neden olacaktır. • Yeni Keynesyen iktisatta iktisadi dalgalanmalar farklı iki çizgide açıklanmaktadır. Bunlardan birincisi, ücret ve fiyatların katılığının dışsal şoklara karşı iktisadi dalgalanmalar yarattığını ileri sürerek bu katılıkların nedenini araştırır. Bu görüşe göre, eğer ücretler ve fiyatlar esnek olsaydı, ekonomi ne tür şoka maruz kalırsa kalsın ekonomi sonunda doğal denge durumuna intibak edecekti. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  21. MODERN İKTİSADİ DALGALANMA TEORİLERİMONETARİST İKTİSADİ DALGALANMA TEORİSİ • Monetaristlere göre iktisadi dalgalanmaların kaynağı istikrarsız para arzı artışıdır. İstikrarsız para arzı artışı düzensiz nominal toplam talep artışına neden olmaktadır. Monetaristler, para talebinin tahmin edilebilir şekilde değiştiğine inandıklarından dolayı para arzındaki değişmelerin toplam talepteki istikrarsızlığın başlıca kaynağı olduğunu ileri sürerler. • Monetaristlerin önerisi iktisadi dalgalanmaların boyutunu azaltmak için para arzının sürekli istikrarını korumaktır. Nominal toplam talepteki sapmaları minimize etmek ve ekonomik istikrarı sağlamak için para arzının istikrarlı bir oranda artması gerekir. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  22. MODERN İKTİSADİ DALGALANMA TEORİLERİLUCAS’IN İKTİSADİ DALGALANMA TEORİSİ • Lucas’ın rasyonel beklentiler makro modeli, rekabetçi bir çerçevede hareket eden işçi-üretici bir bireyin karşılaştığı problemi kabul ederek mikro düzeyde başlar. • Lucas, fiyatların ve miktarların rekabetçi bir piyasada belirlendiği bir genel denge modeli kurar. Modelde iktisadi birimler tam bilgiye sahip değildir. Eksik bilgiden kasıt, geleceğin tam olarak bilinememesi ve güncel durum hakkında yeterli bilginin olmayışıyla açıklanmaktadır. Ayrıca iktisadi birimlerin rasyonel beklentilere sahip olduğu varsayılır. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  23. MODERN İKTİSADİ DALGALANMA TEORİLERİLUCAS’IN İKTİSADİ DALGALANMA TEORİSİ • Tek şok kaynağı olarak devlet harcamalarını finanse eden para arz şokları dikkate alınmaktadır. Bu şoklar genel ekonomiye stokastik olarak girmektedir. Her dönemde kamu harcamalarının piyasalara farklı yansıması hem genel fiyatları hem de nispî fiyatların değişmesine yol açar. • Bu modelde para arzında öngörülemeyen değişmeler eksik bilgi nedeniyle genel ekonomiyi etkilemektedir. Para stokunda beklenen değişmeler ise iktisadi birimlerin bilgisi dahilinde olduğu için reel etkilere yol açmayacaktır. Ancak fiyatları artırır. İktisadi karar birimleri beklentilerinde rasyoneldir. Beklentileri ve amaçları veri iken, optimal hareket ederler. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  24. MODERN İKTİSADİ DALGALANMA TEORİLERİREEL İKTİSADİ DALGALANMA TEORİSİ • Reel iktisadi dalgalanmalar teorisi esnekliğin tam olduğu ve dolayısıyla piyasaların mükemmel işlediği tam rekabetin bir ekonomide reel şokların iktisadi dalgalanmalara yol açtığını ileri sürmektedir. Böyle bir ekonomide rasyonel hareket eden karar birimlerinin reel şoklara tepkilerinden dolayı iktisadi dalgalanmalar meydana gelir. RBCT fiyatlar, ücretler ve faizlerin tam esnek olduğu tam rekabet piyasasını benimser iktisadi faaliyetlerdeki dalgalanmalara toplam faktör verimliliğindeki stokastik kaymaların neden olduğunu ileri sürer. • Bu teori şok mekanizması olarak dışsal verimlilik şoklarını önem vermektedir. Bu yaklaşıma göre vergilerdeki, tercihlerdeki ve para politikasındaki değişmelerin iktisadi faaliyetteki dalgalanmalara etkisi oldukça küçüktür. RBCT’nin iktisadi dalgalanmaların temel nedeni olarak verimlilikteki değişmeleri görmesi, bu teoriyi diğer teorilerden ayırmaktadır. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  25. MODERN İKTİSADİ DALGALANMA TEORİLERİREEL İKTİSADİ DALGALANMA TEORİSİ • Reel iktisadi dalgalanmalar teorisi esnekliğin tam olduğu ve dolayısıyla piyasaların mükemmel işlediği tam rekabetin bir ekonomide reel şokların iktisadi dalgalanmalara yol açtığını ileri sürmektedir. • Reel iktisadi dalgalanmalar teorisi iktisadi büyümenin sürekli ve aynı yönde oluşan seri şoklardan veya önemli tek bir rassal şoktan kaynaklandığını ileri sürmektedir. Fakat tek bir rassal şokun olduğu durumlarda üretimdeki değişiklik çok açık olmayabilir. Bu sonuç, teorinin üç önemli varsayımından kaynaklanmaktadır. Bu varsayımlar: • Yeni sermaye malının yatırıma dönüşmesi belli bir zaman alacaktır. • Tüketicilerin gelirindeki bir değişiklik sonucu tüketim kalıplarının intibakı zaman almaktadır. • Modelde hiçbir katılığın olmadığı dolayısıyla dengenin her an için sağlanacağıdır. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  26. KYDLAND VE PRESCOTT MODELİNDE İKTİSADİ DALGALANMA TEORİSİ • Kydland ve Prescott, dinamik bir genel denge modeli kurarak uzun dönem büyüme trendini ve bu trendden sapmalara neden olan teknoloji şoklarının iktisadi dalgalanmalara yol açtığını belirtirler. • Kydland ve Prescott’a göre, üretimin kendi trendi etrafında yinelenen sapmaları ve diğer değişkenlerin üretim ile birlikte hareket etmeleri iktisadi dalgalanmalar olarak kabul edilir. Diğer bir deyişle dalgalanmalar, değişkenlerin yavaşça değişen trendlerinden sapmalarıdır. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

  27. KYDLAND VE PRESCOTT MODELİNDE İKTİSADİ DALGALANMA TEORİSİ • Kydland ve Prescott, gerçek ekonomide aşağıda sıralanan iktisadi dalgalanma olgularını tespit etmişlerdir: • Yatırımlardaki dalgalanmaların uzunluğu üretimdeki dalgalanmaların yaklaşık üç katıdır. Tüketimdeki dalgalanmaların uzunluğu ise üretimdeki dalgalanmaların yaklaşık yarısı kadardır. • Uzun dönemde üretimdeki dalgalanmalar, sermaye stokundaki ve işgücü verimliliğindeki değişmelerden diğer bir deyişle işgücü tasarruf eden teknolojik gelişmelerden kaynaklanırken kısa dönemde üretimdeki iktisadi dalgalanmalar temelde hane halkı başına çalışma saatindeki değişmeden kaynaklanır. • Kydland ve Prescott’un paranın olmadığı dinamik genel denge modelinde büyüme trendinde kaymaya ve iktisadî dalgalanmalara yol açan faktör dışsal teknoloji şoklarıdır. Paranın dışlandığı reel iktisadi dalgalanma teorisinde dışsal reel şoklar iktisadi dalgalanmalara neden olmaktadır. Bu yaklaşıma göre büyüme üzerinde etkili olan faktörlerin aynı zamanda iktisadi dalgalanmalara da neden olduğu kabul edilir. Bölüm 14 - Büyüme, Kalkınma ve İktisadi Dalgalanmalar

More Related