1 / 18

HAYVANLAR HEDEFLERİNE DOĞRUDAN GİDERKEN O DOLAMBAÇLARDA

HAYVANLAR HEDEFLERİNE DOĞRUDAN GİDERKEN O DOLAMBAÇLARDA KAYBEDER KENDİNİ;TAM ANLAMIYLA DOLAYLI HAYVAN ODUR.

gaetan
Download Presentation

HAYVANLAR HEDEFLERİNE DOĞRUDAN GİDERKEN O DOLAMBAÇLARDA

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. HAYVANLAR HEDEFLERİNE DOĞRUDAN GİDERKEN O DOLAMBAÇLARDA KAYBEDER KENDİNİ;TAM ANLAMIYLA DOLAYLI HAYVAN ODUR.

  2. Bu kitap insanın melezliği teması üzerinde duruyor.Ruhsal zihinsel simgesel ve tarihsel bir melezlikten söz ediyor .İnsan hayvan gibi yaşamak üzere doğmuşken doğal olmayan tuhaf bir maceraya atılmıştır.Aylak ve huzursuz bir şekilde sınırların ötesinde bir vatan arayışı içerisindedir.Aylaktır çünkü hedefini yürürken belirler.Huzursuzdur çünkü gözü hep ötelerdedir. Oraya ulaşacak ve terkedecektir.Çünkü varoluşunun temelindeki itici güç budur.Hayvanın bedeni kendi gıdasına ne kadar bağımlıysa insanda kendi gıdasına o kadar bağımlıdır. İşte insanın dolaylılığı burdadır.Onun gıdası özce bedensel değil ruhsaldır ve bu hayatiyet açısından bedensel gıdanın önüne geçmiştir.Çünkü bir hayvan olarak yaşamanın insani yaşam yanında bir anlamı kalmamıştır.Bunun nedeni insanın ölümlü olduğunu bilmesidir.Bu yüzden hayvanlığı aşar ve dolaylı insan olur.

  3. Mısırlılar her kişinin beş ayrı parçadan oluştuğuna inanırlardı .Fiziksel beden, ‘ba’,’ka’,isim ve gölge.Yaratıcı yaşam gücü olan can yani ka bir çift kol ile gösteriliyordu.Ba ise kişilk dediğimiz fiziksel olmayan niteliklerin tümüdür.Ba insan başlızaman zamanda insan kollu bir kuş olarak tasvir edilmiştir.Mısırlılara göre göçmen kuşlar yer altı alemi ile mezar arasında özgürce uçan ba’nın tezahürleridir.

  4. İnsanın kökeniyle ilgili her mit bize insanın temelde kendi olmadığı başkasının eseri olduğunu saf değil melez olduğunu söyler. O güneş ile ayın çocuğu yani onların melezi olan yıldızdır.İnsanı Tanrının yarattığını söyleyen mitlerde de ilahi ile dünyevi olanın melezidir.Varoluşun en güzel örneği Kül-Teğin ve Bilge Kağan yazıtlarında görülüyor.’Yukarıda mavi gök aşağıda kara toprak yaratıldığında ikisi arasında insanoğlu yaratılmıştır’der.İşte bu arada oluşu en iyi temsil eden konum şamandır.Ayin sırasında İnsan dışı ruhlar ve canlılar tarafından ele geçirilir ve ilahi aktarım amacı olarak kullanılır.Yanlızca şaman hem bir tanrı hem de bir insan gibi davranabilir.Şaman tanrılara ulaşabilen türler arası bir varlıktır. Farklı alemlerin birbiriyle olan temasını sağlar. Şamanın dünya görüşü doğadaki tüm canlıların akraba olduğudur.

  5. BAKİRE AMA GEBE Köken mitlerinde değişmez kural insanın doğumu için daima bir rahim ve onu dölleyen bir madde olduğudur.Bu bir dolu tanesi,bir Işık,bir çekirdek,insan hayvan ya da tanrı spermidir. *Sarı uygurların bir mitinde bir kız ot toplamaya gittiğinde tanrıdan bir dilek diler ve daha sonra hamile kalır. *Budha’nın doğumu olağandışıdır.Annesine rüyasında nurlar içinde beyaz bir fil iniyor,sağ böğründen içeri girer.Tıpkı meryemin rüyasında güvercin suretine bürünmüş kutsal ruhtan kutsal ruhtan hamile kalması gibi. *Badem yeniden doğumun simgesidir.İbnü’l Arabi’ye göre ,Allah Adem’i yaratıp toprağının kalanından da bir hurma yaratmıştır. Dolayısıyla İbnül-Arabi,hurma ağacı ile Adem arasında bir akrabalık olduğuna dikkat çeker.Hurma,Ademin kızkardeşi,yani Halamızdır.

  6. Melez Atalar Melez Atalar Oğuznamede;Oğuz Han’ın doğumunda ayakları boğa,omuzları samur,göğsü ayı,yüzü insan ve mavidir.Tatarların atasınıda bir aslan büyütmüştür.Ergenekonda çıkışta yol gösteren bir kurttur. Muhammed’in amcasının oğlu ve damadı Ali’ye Şiiler ‘Allah’ın Aslanı veya Aslan(Haydar) derler.Aşağıdaki resimde aslanın üzerinde ‘Ali esedullah sifaturrahman ve Ali Rabbi’yazmaktadır.

  7. Nefs HayvanıNefs hayvanıöldürülmeyecek terbiye edilecek .Nefse istediğini vermeyerek savaşılacak.Mevlana;Nefs kendi evindedir akılsa gariptir .Akıl gurbettedir,arayış içindedir,vatanını bulmaya çalışmaktadır.Yerlisi olduğu bu dünyada eldir der.

  8. Hacı Bektaş’ın yüzündeki ifade ,nefsin denetime alınmasıyla kazanılmış bir iç huzuru ve güveni yansıtıyor.Dünyevi zincirlerini koparmış bu yüz,marifet kılıcıyla insanı,hayvanlar aleminin güdülerine bağlayan bağları koparmış olmanın yarattığı ışıltıyla parlıyor.Kucağındaki yabani hayvanların uysallığı nefsi üzerindeki tam denetimin ona kazandırdığı sınırsız kudretin ifadesidir.Bektaş bu kudretle maddi dünyanın değil,manevi bir dünyanın efendisi olur.

  9. Çatalhöyükte bulunan neolitik devre ait,iki yanında leopara benzer birer yabani hayvanın bulunduğu tahtın üzerinde doğuran iri kadın heykelciği insanın doğumuyla yabani hayvanları sıkı sıkıya birbirine bağlamaktadır.

  10. Yılan tanrıça ve bebek ,M.Ö 4.binin ilk yarısı El-Übeyd dönemi

  11. Kitabın Yazarı Ergun Kocabıyık’ın Avatar filmi için yorumu • Birkaç gün boyunca filmin dayandığı dünya görüşünü, kısa bölümler halinde ele alıp eleştirmek niyetindeyim. Bunlardan ilki; filmin, “mükemmel melez” diye ifade edebileceğim kavramla ilgili olan yanı. Pandora halklarından Na’viler bir insan-hayvan melezi. Bu melezlik, onları gerek insanların gerekse hayvanların zaaflarından tenzih etmek üzere işlev görüyor. Melezlikte her iki türün mükemmel nitelikleri bir araya gelmiş ve ortaya “mükemmel melez” çıkmış. Na’vi ırkının insan ırkından üstün olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu bakımdan bir “üstün ırk” düşüncesi taşıyor; Na'viler, deyim yerindeyse James Cameron'ın ari ırkı. Mükemmelliklerinin bir sonucu da doğayla ve birbirleriyle mükemmel uyumları. Aralarında herhangi bir çatışmaya şahit olmuyoruz. Bir Na'vi erkeğinin hemcinsiyle bir kadın için dövüşmesine gerek yok; zira tüm kadınlar güzel, yaşlısı da genci de hepsi de atletik ve cezbedici. Hasta, zayıf bir birey görmüyoruz aralarında. Henüz dünya ile tanışmamış genç Sidharta’ya anlatılan sahte, masalsı dünyayı andırıyor Na'vilerin dünyası. Na’vi bireyleri arasında tuhaf bir tektiplik var. Totaliter toplumları akla getiren bu tektiplik, yanlızca ırksal değil, doğal olarak aynı zamanda kültürel ve dinsel bakımdan da bir tektiplik. En yaşlı ve en bilge üyenin önderliğinde, avcı toplayıcı bir ekonomiye sahip geleneksel bir kabile toplumu Na’viler; büyük, kalabalık ve uyum içinde yaşayan bir aile. Çizilen bu ütopya, tüm ütopyalardaki o büyük zaafı da taşıyor, yani herkes için tek bir iyi ve güzelin olduğu varsayımından hareket ediyor. Büyük Na'vi kabilesinin her bireyi, bu ortak iyi ve güzel çevresinde birlik ve beraberlik içinde birbirine kenetlenmiş durumda. Seyirciye çok hoş bir şeymiş gibi sunulan bu çatışmasızlık ve tektiplik ne kasvetli, ne korkunç bir şey… Filmin yönetmeni bir röportajda, Pandora’da doğacağımı bilsem hemen intihar ederim demiş. Evet Pandora bir cennet, ama yaratıcısını bile kandıran sahte bir cennet!

More Related