1 / 31

AİLE EĞİTİM SEMİNERİ

AİLE EĞİTİM SEMİNERİ. Hazırlayan: Kimya Öğretmeni Fatih ULUSOY. YANLIŞ ANA BABALARA YANLIŞ YÖNLENDİRME .

burke
Download Presentation

AİLE EĞİTİM SEMİNERİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. AİLE EĞİTİM SEMİNERİ Hazırlayan: Kimya Öğretmeni Fatih ULUSOY

  2. YANLIŞ ANA BABALARA YANLIŞ YÖNLENDİRME • Çocuklarınızın eğitimi için her türlü özveriyi göstermiyor musunuz ? Öyleyse onlara düşen sizin bu özverili tutumunuza layık birer evlat olarak yalnızca dersleri ile ilgilenmesi, ekmeğini eline alıncaya kadar başka hiçbir şeye kafasını yormamasıdır(!)

  3. YANLIŞ ANA BABALARA YANLIŞ YÖNLENDİRME 2. Evdeki çalışma ortamının uygun olup olmaması mazeret konusu olamaz. Okuyacak çocuk her ortamda okur,derslerini çalışır (!)

  4. YANLIŞ ANA BABALARA YANLIŞ YÖNLENDİRME 3. Aile içinde,ana baba ve kardeşler arasındaki olası huzursuzluklar öğrenciyi ilgilendirmez. O, evlenip bir yuva kurduğunda gönlüne göre bir aile yaşamı oluşturabilir. Bugün için yapması gerekense kafasını böyle şeylerle meşgul etmeyip derslerini çalışmaktır (!)

  5. YANLIŞ ANA BABALARA YANLIŞ YÖNLENDİRME 4. Bu çağın çocukları başına buyruk, her türden yanlış yola sapabilecek özellikler gösteriyor. Bu yüzden onlara kendileri için yaptığınız özverileri sık sık anımsatmakta sayısız yarar vardır (!) Sizi bu gün anlamasalar da bir gün mutlaka anlayacaklardır (!)

  6. 5. Çocuklarınız herhangi bir dersten başarısız olduğunda bu ya onların haylazlığındandır (siz kırk kere ders çalışmasını söylediğiniz halde inat edip çalışmamıştır) ya da öğretmenin yetersizliğindendir (!) Çocuğunuza inanıyorsanız onunla birlikte bu tip öğretmenleri çekiştirmekte sayısız yarar vardır (!) Bu tutumunuz en azından çocuğunuzu mutlu edecek ve çocuğunuzla aranızın düzelmesine yardımcı olacaktır (!) Bu arada çocuğunuzun o dersten ya da derslerden başarısız olmasının asıl nedenleri üzerine kafa yorma gibi zahmetli bir işten de kendinizi kurtarmış olursunuz(!) Bunun sonucu çocuğunuz ya haylazlıktan ya da kötü öğretmenler yüzünden sınıfta kalabilir. Böylesi durumlarda öfkenizi çocuğunuza ya da öğretmenlerine yönlendirmekten sizi kim alıkoyabilir (!)

  7. YANLIŞ ANA BABALARA YANLIŞ YÖNLENDİRME 6. Çocuğunuzun okuluna gidip öğretmenleri ile tanışmak, devam durumu ile ilgili bilgi almak gibi vaktinizi çalıcı uğraşlara gerek yoktur (!) Hem bu, çocuğunuzu da huzursuz eder ve onda sürekli izleniyormuş gibi bir yanlış anlaşılmaya yol açabilir (!) Ancak, okuldan çocuğunuzun herhangi bir sorunu ile ilgili olarak aranırsanız hemen onu sorguya çekin, inandırıcı gerekçeler söylüyorsa okula gitmenize gerek yoktur (!) Çocuğunuzu haklı bile olsa okuldaki davranışlarına çeki düzen verme konusunda uyarın yeter (!)

  8. YANLIŞ ANA BABALARA YANLIŞ YÖNLENDİRME 7. Çocuğunuz derslerini bahane edip evdeki görevlerini aksatabilir (!) Böylesi bir şeye asla izin vermeyin (!) Bu,bir süre sonra evdeki egemenliğinizi sarsıp çocuğunuzun size hükmetmesine yol açabilir (!) Bazı ana babaların çocukları ders çalışıyor diye ve onların çalışmaları bölünmesin, dikkatleri dağılmasın gerekçesi ile bakkal alış verişlerini bile kendilerinin yaptığı; hatta bunların çalışan öğrenciye (ana baba olduklarını unutup) çay servisi bile yaptıkları gözlenmektedir(!)Tanrı, sizi böyle ana babalar olmaktan korusun(!)

  9. SINAVA HAZIRLANAN AİLELER Bilindiği gibi günümüzde, çocuklar eğitime ayak bastıkları ilk günden itibaren zorunlu bir yarış içine itilmekte, daha yaşama fırsatı bulamadan sınav üstüne sınavla tanışmakta, sürekli bilgi depolayıp bunu öğretmenlerine, akrabalarına ve (en önemlisi) ailelerine göstermek, kanıtlamak zorunda kalmaktadırlar. Ailelerin, çocuklarını hep başarılı olarak görmek istemesi, çocuklarını sürekli bu yönde güdülemeleri, aileleri de bu rekabet içine itmekte; deyim yerindeyse, sınavlara sadece çocuklar değil, aileler hazırlanmaktadır.Aile, elbette ki çocuğunun iyi bir eğitim alması, sınavlarda ve okulunda başarılı olması için çaba gösterecektir. Bunda bir yanlışlık yoktur. Burada dikkat edilmesi gereken, çocuğun olası başarısızlıkları karşısında yıkıma uğramasına yol açabilecek bir tavır içine girmemektir. Yaşamda başarı kadar başarısızlık da doğaldır. Çoğu kez bir dersten başarısız olmak da dünyanın sonu değildir. Sınava hazırlanan bir öğrencinin anne ve babasına önemli görevler düşmektedir.

  10. SINAVA HAZIRLANAN AİLELER

  11. SINAVA HAZIRLANAN AİLELER Anne ve babaya düşen temel görevler ,ailenin bütçesinin sınırlarını zorlayarak çocuğuna en iyi eğitim imkanlarını sunmak ve ona uygun çalışma şartlarını hazırlamakla sınırlı değildir. Çocuğunuzun başarısını etkileyen en önemli etkenlerden birisi, ailenin yaşantı ortamı ve tutumudur. Çocuğunuz için sağlayacağınız hiçbir olanak evdeki mutlu ve insancıl ilişkilerden daha teşvik edici değildir. Bunun yanı sıra bazı küçük özveriler, onların başarılı olmalarına katkı sunarak, mutlu kişiler olarak topluma katılmalarını sağlayacaktır.

  12. SINAVA HAZIRLANAN AİLELER Yaptığınız özverileri çocuklarınızın başına kakmayın. Onlarla ilgilenin, veli toplantılarına mutlaka katılın, toplantıların dışında da durumlarını öğrenmek için okullarına gidin. Öğretmenleri ile tanışın. Bu davranışlar öğrencinize güven verecektir. Okula ve dershaneye devam durumunu sürekli izleyin. Öğrenci böylece kendisi ile ilgilenildiğini ve değer verildiğini düşünür.

  13. SINAVA HAZIRLANAN AİLELER Çağımız gençliğinin yakındığı konulardan biri de velilerin ilgisizliğidir. Öğreniminiz yeterli ise çocuğunuzun derslerine yardımcı olun. Sadece "çalış, daha ne duruyorsun, sınava ben mi gireceğim!" demeyin. Unutmayın ki "çalışan çocuğunuzun eline getirdiğiniz bir bardak çay" onu dünyanın en mutlu insanı yapacaktır

  14. Çocuklarınıza Sevgi Saygı ve Dostluğu Öğretin Çocuklarınızın "Kazanırsa ayıplayıcılığı; düşmanlık görürse kavgacılığı; alay edilirse utangaçlığı; hoşgörü, sabır, cesaret gösterilirse kendine güveni; ödül ve övgü ile sadece almayı değil vermeyi; güven duyularak dostluğu; beğenilerek sevmeyi öğreneceklerini, ilgi ve dostluk görerek sevgiyi yürekten sezip dünya ile arkadaşlık kuracaklarını" unutmamalıyız.

  15. Çocuklarınızı Sevin Hepimizin çocukları güllerimizdir. Onları elbette ki çok severiz. Ama nedense bunu çocuğumuza gösterme konusunda pintilik yaparız. Aklımızca onun şımarmasından, fazla yüz bulup disiplinsiz davranışlar içine girmesinden korkarız. Çocuğunuza çocuğunuz olduğu için sevginizi, onun bir insan olmasından dolayı saygınızı, sonuç olarak ona çok değer verdiğinizi göstermekten çekinmeyin.

  16. Çocuklarınıza Saygıyı Öğretin Çocukların devlete ve topluma olan saygı duygusu ailede doğar, okul boyunca gelişir. O nedenle çocuklarınızın yanında tanıdıkları, arkadaşları, öğretmenleri çekiştirmeyiniz. Çocuklarınız, öğretmenlerinden ya da okuldan yakındıkları zaman, yakınmalarının derinleşmesine fırsat vermemelisiniz. Onlara kimi gerçekleri açıklayabiliriz

  17. ÇOCUĞUNUZA UYGUN ÇALIŞMA ORTAMINI HAZIRLAYIN Çocuğunuzun evde rahatça çalışabilmesi için, olanak ve yer hazırlayın. Durumunuz elverirse, masa ve iskemle alın.

  18. ÇOCUĞUNUZA UYGUN ÇALIŞMA ORTAMINI HAZIRLAYIN Ayrıca çalışma odası düzenleyin. Çantasını, odasındaki kitaplığını, yatağını kendisi düzeltsin. Gitgide bu işlere alışsın. Eğer ayrı bir çalışma odası düzenlemeniz mümkün değilse uygun odalardan birinde çalışma köşesi de düzenleyebilirsiniz. Çalışma odası mümkün olduğu kadar fazla sıcak veya soğuk olmamalıdır, iyi havalandırılmalı ve sessiz olmalıdır. Çalışma masası ve yüksekliği çocuğunuzun boyuna göre ayarlanmalıdır.

  19. ÇOCUĞUNUZA UYGUN ÇALIŞMA ORTAMINI HAZIRLAYIN Ders çalışırken müzik dinlemek, poster, afiş ve resimler dikkatin dağılmasına, öğrencinin hayal dünyasına kaymasına yardımcı olur. Öğrenci çalışma masasını, sadece ders çalışırken kullanmalıdır.

  20. ÇOCUĞUNUZUN OKULLA İLGİLİ DİLEKLERİNİ YERİNE GETİRMEYE ÇALIŞIN Bu dilekler, size zor geliyorsa; okul yönetimi ile aile arasında çocuğunuzu aracı olarak kullanmayın. Onun yanında yakınmayın. Doğruca okul yönetimi ile görüşün. Düşüncelerinizi onlara açıklayın. Böylece okul yönetimine de yardımcı olursunuz. Okulla geliştirilecek işbirliği, çocuklarınızın başarısında büyük yarar sağlayacaktır. Çocuklarınızın bir sorunu olduğunda, okulla işbirliği yapmanıza karşın bu sorun giderilememişse hemen en yakınınızdaki Rehberlik ve Araştırma Merkezine başvurun. Size gerekli eğitim tedbirleri sağlanarak çocuğunuzun başarı yolları açıklanacaktır.

  21. ÇOCUĞUNUZU HARÇLIKSIZ BIRAKMAYIN Çocuklarınızın giyim ve harçlığı, arkadaşlarının derecesinden aşağı düşürülmemeli, yukarı da çıkarılmamalıdır. Bir başka deyişle; çocuklarımızın savruk olmaması için, onlara fazla harçlık vermeyelim. Ama arkadaşları arasındaki yerini bulabilmesi için, harçlıksız da bırakmayalım.

  22. ÇOCUĞUNUZUN KAYGISINI ARTTIRMAYIN Anadolu –Anadolu Öğretmen, Fen Lisesi, Polis Koleji, D.P.Y.ve Bursluluk gibi sınavlara hazırlanan bir öğrencinin yaşadığı kaygının iki sebebi vardır: Birinci sebep bütünüyle gerçek ve akılcı bir temele dayanır. Sonuçları hayatın akışını etkileyecek büyük bir yarışta yer alacak olmaktan kaygı duymak, doğal ve yerinde bir durumdur.

  23. ÇOCUĞUNUZUN KAYGISINI ARTTIRMAYIN Ancak ikinci sebep, birincisi gibi gerçek ve akılcı bir temele dayanmaz. "Anneme - babama ne diyeceğim?", "Arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakacağım?", "Akrabalarımın önüne nasıl çıkacağım?", "Tanıdıklarıma karşı mahcup olacağım?" gibi düşünceler sınavlara hazırlanan öğrencinin kaygısını yükseltir.

  24. ÇOCUĞUNUZUN KAYGISINI ARTTIRMAYIN Her konuda olduğu gibi sınavlarda başarı için de belirli bir düzeyde kaygıya gerek vardır. Sınavlara hazırlanan bir genç (çok ender rastlanabilecek çok az sayıda kişi hariç), öğrenme ve başarı için gerekli olan düzeyde kaygıya sahiptir. Öğrenmeyi, akıl yürütmeyi ve sınav başarısını olumsuz yönde etkileyen, temelinde öğrencinin kendine güvensizliği altında yatan yüksek kaygıdır. Gencin kendisine güvensizliği ise önemli ölçüde anne ve babasının bilerek veya bilmeyerek uyguladığı eğitim ve yaklaşımların sonucudur. Anne-babanın çok küçük yaştan başlayarak yüksek başarı beklentisi, çocuğun hatalarını düzeltmek için onu eleştirmek, çocuğun dayak, hırpalama gibi cezalarla eğitilmesi, yargı ifadesi (haylaz, tembel, sorumsuz, dağınık, pısırık, yavaş, vb...) çocuğun kendine olan güvenini zayıflatır. Bunun sonucu ortaya çıkan kaygı, başarıya olumlu katkısı olmayan kaygıdır ve bununla başa çıkmak çok zordur.

  25. ÇOCUĞUNUZUN KAYGISINI ARTTIRMAYIN

  26. ÇOCUĞUNUZUN KAYGISINI ARTTIRMAYIN Çocukların sınava hazırlandıkları sırada anne-babalara düşen en önemli görev, çocuklarının çalışma isteğini artırmak ve onu çalışmaya teşvik etmek için kaygı yükseltici yaklaşımlardan kaçınmaktır. "Bu kadar çalışmayla kazanamazsın..." "Bu kafayla gidersen zor kazanırsın..." "Amcanın oğlu Fen Lisesi" ni kazandı, bakalım sen ne yapacaksın..." " Teyzenin kızı Anadolu kazandı , çalımından, havasından yanına varılmıyor, aman bizi mahcup etme..." türünden yaklaşımlar genci çalışmaya teşvik etmez, tam tersine yükselen kaygı sebebiyle onu adeta "kıpırdayamaz" duruma getirir.

  27. ÖNEMLİ BİR NOKTA Sert davranışlar, geçici olarak çocuğa yön verirmiş gibi görünürse de sürekli gelişme ve başarıyı sağlamaz.

  28. ÇOCUĞUNUZUN SINIRLARINI ZORLAMAYIN Kendi özlemlerinizle çocuğunuzun sınırları arasında gerçekçi bir denge kurun. Çocuğunuz girebilse Fen Lisesi'nde okuyabilir veya kazanabilse Tıp Fakültesini bitirerek iyi bir doktor olabilir. Ancak çocuğunuzun kapasitesi binlerce - kişi arasından sıyrılarak bu yerlere ulaşmaya yeterli olmayabilir. Bu iki durumu birbirinden ayırın ve içinizden veya yüksek sesle çocuğunuzun "beceriksiz" olduğunu düşünmeyin. Çünkü bu düşüncenizi nasıl olsa hisseder veya duyar.

  29. ÇOCUĞUNUZDAN ÇOK ŞEY BEKLEYİN Çocuğunuzun sınırlarını anlayabilmek için bir uzmanın görüşüne başvurabileceğiniz gibi, bu konuda kendiniz de gerçeğe çok yakın bir tahminde bulunabilirsiniz. Bunun için kullanacağınız ölçüt, çocuğunuzun okul hayatında ve okul dışı faaliyetlerinde göstermiş olduğu başarı düzeyidir. Çocuğunuz sınıfında ders başarısı açısından ön sıralarda yer alan, sosyal faaliyetlerinde girişken ve liderlik özelliği olan, belirli bir ders veya alandaki başarısı öğretmenlerinin veya çevresindekilerin takdirini kazanan biriyse ne mutlu size. Bu takdirde çocuğunuzla ilgili beklentilerinizi yüksek tutmakta gerçekçi sebepleriniz var demektir.

  30. ÇOCUĞUNUZDAN ÇOK ŞEY BEKLEMEYİN Eğer çocuğunuz sınıflarını "ancak" geçebildiyse, sınıfını geçerken çeşitli yardımlara ihtiyaç duyduysa , öğretmenleri kendisini, "Biliyor ama bildiğini ortaya koyamıyor" veya "Çalışsa yapar , ancak çalışmıyor" diye değerlendirdilerse , okul dışı hayatında dikkat çekecek hiçbir özel başarı göstermediyse , çocuğunuzun uyumlu bir insan olması ve meslek hayatında başarı göstermesi yine de mümkündür. Ancak okul veya üniversite seçiminde beklentilerinizi çok yüksek tutmamanızda yarar vardır. Bir cümleyle özetlemek gerekirse, çocuğunuzla ilgili beklentilerinizi kontrol edin ve ideallerinizin onun sınırlarını zorlamasını önleyin.

  31. SINAVDA BAŞARILI OLAMAZSA YAŞAYACAĞINI BİR CEZA GİBİ GÖSTERMEYİN… ÇOCUĞUNUZUN İSTEDİĞİ VEYA SİZİN İSTEDİĞİNİZ LİSEYİ KAZANAMAMASI DURUMUNDA GİDECEĞİ OKULU BİR CEZA GİBİ GÖSTERMEYİN. ÇÜNKÜ KAZANAMADIĞI DURUMDA ALACAĞI EĞİTİM BÜYÜK ÖNEM TAŞIR VE BUDA OKULUNU VE EĞİTİMİNİ SEVMESİYLE OLUR….

More Related