1 / 20

Biyolojik nedenler

Şiddetin nedenleri Şiddetin arkasında yatan nedenlerle ilgili pek çok farklı bakış açısı bulunmaktadır:. Biyolojik nedenler

binh
Download Presentation

Biyolojik nedenler

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Şiddetin nedenleriŞiddetin arkasında yatan nedenlerle ilgili pek çok farklı bakış açısı bulunmaktadır:

  2. Biyolojik nedenler • Erkekliğin doğası: Saldırgan yani şiddeti uygulayan aile bireylerinin büyük oranlarda erkek oluşu erkeklik hormonlarının şiddet davranışında etkili olduğunu düşündürmektedir. Artan yaşla birlikte erkeklerde saldırganlığın azaldığı saptaması bunu desteklemekle birlikte, bu görüşün kesin doğruluğunu kanıtlayan veriler bulunmamaktadır.

  3. Patoloji: Şiddet uygulayanların dengesiz veya ruhsal bozukluğu olan kişiler olduğu düşünülür. Kabul görmeyen bu yaklaşıma göre şiddet olayları sadece "normal" olmayan bireyler arasında ortaya çıkmaktadır. Oysa şiddet kullananların sadece %10'unda ruhsal bozukluğa rastlanmaktadır. 

  4. Uyuşturucu ve alkol kullanımı: Alkol ve madde bağımlılığı olan kişiler kullandıkları maddelerin neden olduğu ruhsal etkiler sonucunda şiddet uygulamaya daha yatkındırlar. Ancak alkol şiddetin esas nedeni olarak değerlendirilmemektedir. 

  5. Kendini kaybetme Şiddeti, davranışların kontrolünün kaybedilmesi ile açıklayan yaklaşım kabul görmemektedir. Saldırgan kişilerin sadece belli yerlerde ve belli kişilere karşı şiddet kullandığı görülür. Örneğin bu kişiler evde eşlerini döverken, ne kadar kızgın olurlarsa olsunlar patronlarına veya bir polise saldırmaya kalkışmazlar. Ayrıca ailede şiddet kullananların şiddet taktiklerini taktiklerini de dikkatlice seçtikleri görülmektedir. Eşlerini sıklıkla etrafta başkaları yokken belirgin bir iz veya önemli zarar bırakmayacak şekilde dövme gibi tutumları taktikler şiddet kullananların aslında davranışlarını kontrol edebildiklerini göstermektedir. 

  6. Öğrenme ile ilgili nedenler • Ailede şiddet görme: Kişinin çocukluk ve gençlik dönemlerinde, aile içi şiddetin uygulandığı var olduğu bir ortamda yetişmesi veya şiddete maruz kalması sonraki yaşamda yetişkinlikte ailede ve toplumsal alanda bir şiddete başvurma uygulayıcısı olma şansını olasılığını artırmaktadır. İstismara uğrayan çocukların % 30'u yetişkinliğinde şiddet kullanırken uygularken, uğramayanlarda bu risk sadece % 2-4'tür (Gelles,1995). Öte yandan ailede istismara uğradığı veya şiddete şahit tanık olduğu halde yetişkinliğinde şiddete başvurmayan pek çok kişi bulunmaktadır. 

  7. Şiddet kullanmayı öğrenme Sosyal öğrenme kuramına göre, şiddet taklit yoluyla öğrenilen bir davranıştır. En önemli öğrenme kaynağı ise, şiddeti uygulayan kişinin kendi ailesidir. Çocuk istediklerini elde etmek için şiddetin etkin bir araç olduğu öğrenir.Bazı ailelerde yetişkinler davranışları ile sadece çocuğa model olmakla kalmaz, özellikle erkek çocuğun kız kardeşlerine hatta annesine şiddet kullanması hoş görülür hatta kimi durumlarda ödüllendirilir. Erkek çocuklar ayrıca kahve, sokak gibi ev dışındaki ortamlarda da kadının kontrol edilebilmesi için erkeğin şiddete başvurabileceği bilgisini edinir. 

  8. Her ne kadar yapılan araştırmalar babasının annesini dövdüğünü gören erkek çocukların kendi eşlerini dövme ihtimalinin yedi kat arttığına işaret etse de (Schecter , 1982) şiddeti gören kızların ileride de şiddet uygulayacağı veya şiddete uğramayı kabul edeceğine dair ile ilgili istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç bulunamamıştır.Araştırmalar ayrıca basında ve televizyonda yayınlanan saldırgan davranış örneklerinin çocuklar üzerinde yaptıkları etkiye de dikkat çekmektedir. 

  9. Şiddetin bir eğitim aracı olarak kullanımı : Şiddetin öğrenilmiş bir davranış olduğunu savunan bakış açısı şiddetin aynı zamanda bir öğretme tekniği olarak kullanıldığına da dikkat çeker. Etkin çocuk eğitimi tekniklerinin bilinmemesi nedeni ile dayak kimi ailelerde çocuğu eğitme aracı olarak görülmektedir. Evde ve okulda disiplini sağlamak üzere şiddet kullanımına tanık olan çocuk, yetişkinliğinde bunu sorun çözmede doğal bir seçenek olarak görmektedir. Kadının da "terbiye edilmesi" gerektiği inancının yaygın olduğu ve erkeğe de kadını terbiye etme görevinin verildiği toplumlarda dayak, çocuğun yanı sıra kadını da terbiye etme aracı olarak kullanılmaktadır. 

  10. Toplumsal nedenler • Toplumda şiddetin hoş görülmesi ve paylaşılan bir değer olması: Bu bakışa göre, Aile içi şiddetin " nasıl algılandığını ve tanımlandığını toplumun ve bireylerin kültürel değerleri üzerinde şekillenmektedir. Kültürel nedenlere göre, şiddetinin toplumda kimi belli durumlarda ve ve belli kişilere karşı kullanımının kabul gördüğü görür ve kuşaktan kuşağa aktarıldığı aktarılır savunulmaktadır. Örneğin, erkeğin sert, kaba ve kadına karşı üzerinde baskıcı kurduğu davranışlarını temsil eden "maçoluk" ne zamançoğu zaman ciddi olarak ele alınmaz, espri konusu olur. Bu da söz konusu edilse sorgulamadan uzak bir ciddiyetsizlikle, şakayla karışık olarak ele alınmaktadır. Bu yaklaşım maçoluğun yaratabileceği sorunları olağanlaştırmaktadır ve "taş fırın erkeği"ni erkekler için bir model haline getirir.

  11. Cinsiyet rolleri: Kadına yönelik şiddetin kadın toplumda geleneksel olarak benimsenen kadınrolüyleın yerinin ne olduğu ile bağlantısı vardır. Feminist bakış açısına göre kadına yönelik şiddet; kadını mal, köle, terbiye edilmesi gereken yaratık gibi gören toplumların erkek egemen yapısından kaynaklanmaktadır. Bu modele göre erkekler, kadınlar üzerindeki haklarının tehdit altında olduğunu düşündüklerinde ya da kadınların evdeki sorumluluklarını yerine getirmemeleri durumunda şiddete başvurmaktadırlar. Kadınlar gerek fiziksel, gerekse ekonomik açıdan yetersiz olduklarından buna karşı koyamazlar.

  12. Güç ve Kontrol Sağlama: Şiddet güçlüden güçsüze doğru uygulanmaktadır. Eşler arasındaki ya da ebeveynler ve çocuklar arasındaki güç ilişkisi genel toplumsal güç ilişkilerinin bir yansıması olarak görülebilir ve böyle bakıldığında da kocaların kadınlardan, ebeveynlerin de çocuklardan daha güçlü olduğu varsayılabilir. Şiddetin amacı bir başka kişi üzerinde denetim sağlamaktır. Şiddet uygulayan kişi beklentileri karşılanmadığında bilinçli olarak kurbanının kendisine boyun eğmesini sağlayacak taktikler kullanır.  • Bağımlı/ Muhtaç olma : Aile içi şiddetin kurbanı olan kişilerin çoğu, şiddet kullanan kişiye özellikle ekonomik açıdan bağımlıdır. Araştırmacılar şiddete maruz kalan kadınların büyük bir bölümünün yaşamının tamamen erkeğin isteklerini yerine getirecek şekilde kontrol edildiğine işaret etmektedirler. Fiziksel şiddet, ekonomik bağımlılık, tehditler, yapayalnızlaştırılma gibi davranış denetimi taktikleri ile kadının bağımlılığı pekiştirilir.  • Aile sistemi yaklaşımı: Aile sistemi yaklaşımı şiddetin anlaşılabilmesi için özellikle aile içi güç dengelerinin araştırılması gerekliliğini vurgular. Şiddetin ve saldırganlığın belirli durumlarda oluştuğunu, saldırgan ve kurban olarak nitelediğimiz tarafları karşı karşıya getirdiğini, bunların saldırı ve şiddet olaylarında oynadıkları "kurban ve saldırgan" rolleri ile birbirlerini karşılıklı olarak koşullandırdıklarını öne sürer. Böylece şiddet bir dizi tahriksel edici davranış ve sözler sonucunda ortaya çıkabilir.

More Related